250 x 250 Reklam Alanı

Bitlis’in son birkaç günkü gündemi, herkesin malumu olduğu fakat arkadan dolanarak isimlendirdiği mevzu, yani AKP’nin seçim temizliği.

Memleket kaynıyor, hükümet kurulamıyor, Allah muhafaza savaş kapıda, ekonomik kriz patlak verdi verecek falan ama Bitlis’in siyasetçileri ve medyası her zamanki gibi yine boş işlerle meşgul ne yazıkki.

Bir seçim atlatıldı, AKP Bitlis’te ağır bir yenilgi aldı, ancak yine de bir milletvekili -kıl payı da olsa- çıkarabildi.

Seçim öncesi süreci, aday adaylığı ve adaylar kesinleştikten sonraki süreci hepimiz hatırlıyoruz, birbirlerini yemedikleri kalmıştı adayların, aday adaylarının falan.

Ta o zamandan beri sıklıkla dillendirilen bir konu vardı AKP cenahından;

‘Şu gelirse şunu şöyle yapacak, bu gelirse bunu böyle yapacak…’ falan filan gibi.

Derlerdi ki ‘Safter seçilirse Vahit’in bütün ekibini görevden alacak, hepsini perişan edecek’

Gaydalı seçilmedi, Demiröz seçildi.

AKP çevrelerince ‘Vahit’in ekibi’ diye adlandırılan ve gerek kamu kurumlarında gerek parti teşkilatlarında bulunan kimi zatların bypass edilmesi gerekiyordu, yavaş yavaş ediliyorlar.

Kurunun yanında yaş da yanıyor tabi.

Şimdi bazıları gibi öyle olayı çok da gizemli görmüyor açıkçası pek umursamıyorum da zira şahsen benim için hepsi aynı, bu genel çarkın içindeki bir kaç zatı tenzih ediyorum ancak geneli benim gözümde zaten gayri meşru.

O yüzden o gitmiş bu gelmiş, çokta tın…

Lakin gel gör ki bu işin bir de toplumsal tarafı var.

Olaya genelin aksine farklı bir açıdan bakmayı tercih ediyor, bu eksende, kamu menfaati adına şunu irdelemeyi de elzem görüyorum;

Halihazırdaki ve devam edecek olan görevden alınmalar, ilerde yapılacak olan köklü değişiklikler neyin hazırlığı?

Önce kapsamlı değişimleri ve değişenleri ele alalım.

AKP iktidarının ilk gününden beri ülkenin her yerinde olduğu gibi Bitlis’te de hem siyasi, hem kamu kurumlarındaki -ihale, kadrolaşma vs.- anlamında belli bir zümrenin tekelinde, tasarrufunda oldu her şey.

Yine hem AKP’li çevrelerin hem genel olarak halkın deyimiyle bu ekip ekseriyetle Bitlis Eski Milletvekili Vahit Kiler’in kontrolünde oldu. Diğer milletvekilleri ve özellikle Vedat Demiröz bu konuda hep ikinci planda kaldı.

Kanaatimce olay şu;

Demiröz, meydan kendisine kalınca eskileri ekarte ederek kendi ekibini kurmaya çalışıyor.

Bu sebeple önce kamu kurumlarından başladı. Kamu kurumlarında etkili pozisyonlarda bulunan 30’a yakın kişinin ismi geçiyor. Bir kısmı görevlerinden alındılar. Muhtemelen geri kalanları da alınacaklar.

Bu isimlerin tamamını zan altında bırakmak istemiyorum, elbette ki içlerinde AKP’li olmayanlar bile var ancak genel algı bu yönde.

Bu hayırlı bir iş mi?

Bence değil.

Toplum manipüle ediliyor bu konuda.

Sanki bu görevden alınmalar ismi yolsuzluğa karışmış, yanlış işler yapmış kişilerin görevden alınmasıymış gibi yansıtılıyor, oysa ki alakası yok.

Ha o 30 kişilik liste içinde elbette gırtlağına kadar yolsuzluğa, hırsızlığa batmış isimler de var ancak görevden alınma gerekçeleri asla ‘yolsuzlukla mücadele’ değil.

Zira sevgili Demiröz’ün hırsızlığa, yolsuzluğa karşı tavrını çok iyi biliyorum.

Geçtiğimiz dönemde de Demiröz, sözüm ona, AKP içinde etkili bir vekildi. Memlekette onca fırıldak döndü, milyonluk vurgunlar yapıldı, nice ayaklar kaydırıldı, ne zulümler oldu, neler yapıldı neler…

Demiröz o zaman onca çabamıza rağmen, yazdığım onca belgeli-bilgili habere rağmen -ki çoğunu bizzat kendisinin de onayladığını ve yakın çevresine ‘bu yazılanlar doğru’ dediğini biliyorum- ne yazık ki ‘dilsiz şeytanı’ oynadı…

Bırakın birebir yanlışa müdahale etmeyi, gülmekten başka bir şey yapmadı…

Ki yine zatı muhteremlerinin yolsuzluk konusunda genel duruşunu da biliyorum…

O yüzden bu dönen dolapların yolsuzlukla mücadele olduğunu benim külahıma anlatsın…

Bilakis,

Yeni yolsuzluk ekibi kuruluyor gibi görünüyor.

Halka ‘yolsuzluk yapanları temizliyoruz’ mesajını verirken, görevden aldıklarına ise ‘Seçimde bize çalışmadın, seçimde sizin aileden bize oy veren olmadı, genel olarak Vahit beye daha yakın duruyordun’ gibi değişik şeyler söyleniyormuş.

Ayrıca işin birde şöyle skandalvari bir yönü var;

Bir milletvekilinin böyle yetkileri var mı?

Bir milletvekili kamu kurumlarında değişimler konusunda talimat verebilir mi?

Benim bildiğim böyle bir yetkisi yok milletvekilinin.

Hele ki ortalıkta hükümet yok, iktidar partisi yokken, bir ilde oyların sadece yüzde 30’unu alabilmiş bir milletvekilinin böyle bir tahakküm kurması da ayrı bir vaka.

Yine, HDP milletvekillerinin de bu konuda niçin sessiz kaldıklarına anlam veremiyorum.

Demiröz’ün yaptığı şey 7 Haziran seçimlerinde halktan tokat yemiş bir partinin yandaşlarını kamu kurumlarında konumlandırması, örgütlenmesinden başka bir şey değil.

Bitlis’te halkın yüzde 60’ının oy verdiği HDP milletvekillerinin, AKP’li vekilin ildeki bu mütahhakkim tasarruflarına daha fazla dallanıp budaklanmadan müdahale etmeleri gerekiyor bence.

Yoksa ilerde bu oluşturulan ekibin yapacağı işleri ancak izlemekle yetinmek zorunda kalabilirler.

Bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum.

Bu görev değişimleriyle ilgili ilk haberi ‘Ak Parti Bitlis’te seçim temizliği yapıyor’ başlığıyla ben yaptım.

Bir iki kişi beni arayarak ‘Sinan bu alınanların hepsi yolsuzluk sebebiyle alınmış, sen yolsuzluk yapanların alınması karşıymışsın gibi algılanıyor’ dediler.

Böyle bir algı var mı bilmiyorum.

Ancak benim söylediğim şey şu, bu görevden alınanlar ‘yolsuzluk’ yaptıkları için görevden alınmadılar.

Aralarında ‘yolsuzluk uzmanı’ kaşarların da olması görevden alınan-alınacak  herkesi ‘hırsız’ yapmayacağı gibi, değişimlerin ‘yolsuzlukla mücadele’ için yapıldığı anlamına da gelmez.

Aradaki fark çok önemli.

Anlayan anlar, anlayamayan da istediği gibi anlasın, o da çokta tın…

Son olarak,

Felek bavê kesî nîne!

Bir zamanlar Vahit Kiler’in yalakaları ve sevmeyenleri, şimdi ibreyi Vedat Demiröz’e çevirmiş. Muhtemelen pohpohluyor, kıvama getirmeye çalışıyorlardır.

Vahit Kiler, kendisi hakkında yazdığım haberler, yazılar için bir gün bana ‘Ben isteyerek bir yanlış iş yapmadım, etrafımdakilerin sayısı çok fazla, belki benim adımı kullanarak yanlış yapanlar oldu’ demişti.

Gelecekte bir gün Vedat Demiröz de aynısını söylerse, bu yazıyı hatırlatırım.

‘Ben demiştim’ cümlesini çok sık kullanırım, ben alışkınım da, bazı hataların telafisi mümkün olmayabilir.

Sevgili Demiröz’e naçizene tavsiyem, hırsızlık yapma, yapana göz yumma, rütbeler bir gün düşer ama günahlar insanın peşini bırakmaz…

Ortalıkta kıyameti koparan, birbirine saldıran, yazılar yazan, birbirini yalayan, birbirini yaralayan, kuyu kazan, kendini parçalayanlara gelince;

Kadir gecesinde inşallah sizin için dua edecem,

Allah sizi ıslah etsin, en zoru sizin işiniz,

Zira

Efendiniz değiştikçe, değişmeyen tarafınız kalmıyor

İşiniz hakikaten zor…

Bu alana reklam verebilirsiniz!
468 x 60 Reklam Alanı