250 x 250 Reklam Alanı

Atalarımız sadece “Minareyi çalan kılıfını hazırlar.” sözünü miras bırakmamış, aynı atalar “Mızrak çuvala sığmaz.” da demiş…

Hangi sözü, kimin atası söylemiş anlamak için torunlarının pratiğine bakmak lazım.

Hepimiz kardeşiz ama tarih, Adem babamız ile Havva anamızın, minareyi çalan ile mızrağı işaret eden çocuklarının kavgasıyla dolu…

Ve tarih öyle bir şey ki Habil’i Habil, Kabil’i Kabil yazar.

Tarih torpil yapmaz.

Gazetecinin işi de, tarihe not düşmektir.

—————————————————————-

Tarih: 13 Mart 2015

Yer: Tatvan

İddia şu;

Tatvan Belediyesi ‘Tatvan Sahil Park Peyzaj Uygulama Yapım İşi” adlı bir ihale yaptı, iş için 8 milyon lira civarında hibe para geldi belediyeye, belediye işi bu rakama yakın ihale etti ama yapılan iş en fazla 3-4 milyon lira.

Yani bu işte ortalama 4-5 milyon –eski hesapla 4-5 trilyon- bir açık var.

Ya da vurgun…

Bu tartışmalı işi en başından tane tane yazalım.

Tatvan Belediyesinin, Tatvan’da İşletme Parkı olarak bilinen yerde bir park projesi vardı. Bunun için yanılmıyorsam Çevre Şehircilik Bakanlığından (tam hatırlamıyorum, hangi bakanlık olduğu konusunda yanılıyor olabilirim) 8 milyon lira civarında bir hibe ödenek aldı.

Alelacele bir proje çizdirildi, hemen ihaleye çıkarıldı iş, güya ‘tahsisli para’ olduğu için geri gidermiş, o yüzden acele edilmiş.

Belediyenin o dönemki açıklaması bu şekilde.

Varsayalım ki bu doğru, kısa zamanda yapılması gerekiyordu ona da amenna.

Belediye işi hemen yapmak için ihaleyi açık yapmayıp, ortada bir doğal afet, salgın hastalık, ölüm tehlikesi olmamasına rağmen KİK’in 21. Maddesinin B bendine göre ‘Pazarlık’ usulüyle yapmayı tercih etti.

Namı diğer Ali DİBO maddesi ile…

Yasa çok açık ama ‘Belediye para geri gider diye böyle yaptık’ diyor, ona da amenna.

İhale kanunu diye bir kanun niye var?

İşler peşkeş çekilmesin, kamu zarara uğramasın diye var. Fakat uygulamada minareye kılıf böyle bulunmuş.

Ama buna rağmen kanun diyor ki işi pazarlık usulüyle de yapsan işin ehillerini davet eder en azından onlar arasında asgari rekabet şartlarına dikkat edersin diyor.

Belediye ne yaptı, yerelde bu işin ehli firma yok dedi.

Ankara’dan birkaç firma buldu, ihaleye onları davet etti, birden çok firma davet ederek rekabet ortamı oluşturduk, şaibeye mahal vermedik dedi.

Yerelde bu işi yapabileceğini söyleyen firmalar buna itiraz etti ama atı alan Üsküdar’ı geçti tabi.

İş Ankara merkezli bir peyzaj firmasına 6 milyon 748 bin 900 liraya ihale edildi.

Şu detaya lütfen dikkat edin, 9-10 firma, 7 milyon 989 bin 884 lira yaklaşık maliyetli bir işe teklif veriyor,

En yüksek teklif 6 milyon 989 bin lira,

En düşük teklif 6 milyon 748 bin 900 lira,

Arada sadece 240 bin 100 lira fark var ve en yüksek teklif ile en düşük teklif veren firmaların teklifleri arasında en az 7-8 farklı firmanın da teklifleri var.

Yani her bir teklif arasında ortalama 20-30 bin liralık bir fark var,

En düşük teklifin KDV’si 1 milyon 214 bin 802 lira, KDV dahil fiyat 7 milyon 963 bin 702 lira,

Yani yaklaşık maliyetle arasında 26 bin lira bir fark var.

Tesadüf mü bu rakamların birbirine bu kadar yakın olması?

Hayır matematikte tesadüf yoktur.

Yani bu şu demek; İhaleye giren firmaların hepsi formalite icabı girmiş, iş tahsis edilen bütçeyle kafa kafaya getirilip, sıfır kırımla söz konusu şirkete peşkeş çekilmiş.

Bu bile tek başına suçtur, şaibedir, usulsüzlüktür.

Hadi buna da he diyelim, kapalı usul tekliflerde de böyle ucu ucuna tesadüf olur diyelim, amenna diyelim…

Firma geldi işe başladı.

Yani geldi diyoruz da bu işlerle hemhal olanlar yemin billah edip ‘Biz o alanda firmanın tek aracını görmedik, hep belediye araçları çalıştı, elimizde fotoğrafları, videoları var’ diyor.

İhale edilmiş bir projenin işlerini, yüklenici yapması gerekirken, belediye araçları niye yapar?

Nasıl yaparını geçtik, niye yapar?

İşin yapılması için yükleniciye para ödenir, yüklenici o parayla araç tutar çalıştırır. Yüklenici yerine belediye araçları işi yapıyorsa, belediye araçları hangi işi yapmışsa yüklenicinin cebine o işin parası bedavadan girmiş olur.

Taahhüt işlerinde yüklenici ve idare iki zıt taraftır, idare bu duruma niçin müsaade eder?

Ya yüklenici idareyi kandırıyor, araçlarını kullanıyor, idare iyi niyetle davranıyor kandırıldığını fark etmiyor ya da bir çıkar ilişkisi vardır.

Belediye bunu izah etmeli.

Hadi bunların hepsini geçtik, bunlar bizim saçma sapan fikirlerimiz, mesnetsiz iddialarımız olmuş olsun.

İş bitti,

Belediye işi teslim aldı,

Parası ödendi,

KDV’siyle beraber 7 milyon 963 bin 702 lira.

Ama yapılan iş en fazla 3-4 milyon lira tutar deniliyor.

Doğruysa eğer 4-5 milyon lira nerede?

Ben doğru olduğuna inanıyorum. Orada yapılan işin şaibeli olduğunu düşünüyorum. Orada yolsuzluk yapıldığı iddialarına mantıklı cevap verilmesini bekliyorum.

Bunu yaparken kulaktan dolma bilgilerle, kahvehane dedikodularından derlemelerle hareket etmiyorum.

Yıllardır bu işlerle uğraşan birisi olarak şunu biliyorum ki eline teknik şartname ve bir tane metre alan birisi sahilde bir tur atarsa, beş dakikada anlar işin, yapılması gereken kriterlere uygun yapılmadığını.

Bende inceledim, teslim edilen işte teknik şartnameye de, projeye de aykırı bir çok durum var.

Tek tek ele alıp birim fiyat üzerinden hesapladığınız zaman, maliyetin düşürüldüğü görürsünüz.

Bu da şu soruyu akla getirir ‘Maliyet düştüyse aradaki fark ne oldu?

Yüklenici firma yapması gereken kalemleri eksik yaparak haksız kazanç elde ettiyse idare buna niçin müsaade etti?

İddia şu;

Hibe para bulundu, miktara uygun proje hazırlandı, firma ayarlandı, 8 milyona yapılacak olan iş, birçok farklı şekilde maliyetler düşürülerek 3-4 milyona yapıldı, geri kalan 4-5 milyon lira iç edildi.

Tabi bunların asılsız söylentiler olduğu iddia edilebilir.

İşin aslını öğrenmenin iki yolu var.

Birincisi ben birkaç soru sorarım, belediye çıkar sorulara, kafada soru işareti kalmayacak şekilde açık ve net cevaplar verir kamuoyu aydınlanır, yanlış düşünmekten kurtuluruz ve ya belediye yanlış yaptığını kabul eder usulsüzlüğü, yolsuzluğu kendisi itiraf eder.

İkincisi, belediye her zamanki gibi yapar haklı olduğunu iddia eder ben de buradan tek tek, kalem kalem, aradaki çelişkileri belgeleriyle yazarım, takdiri halka bırakırım.

Şimdi sevgili belediye yönetimine birkaç soru soralım;

1 – Bu iş için niye yerelde yapabilecek firma yok diyerek dışardan firma getirdiniz? Yerelde bu işi yapabilecek firma yoksa işin devamı olan 3. Etap ihalesini alan firma nasıl yapabiliyor? Ortada bir çelişki var, ya 1. Etap şaibeli ya 3. Etap. Hangisinde şaibe var?

2 – Bu işin özellikle dolgu, harfiyat, zemin düzeltme işleri başta olmak üzere aylarca belediye araçları açık bir şekilde çalıştı. Bundaki amaç ne? İşin yüklenici firmaya maliyetinin düşürülmesi kuruma zarar vermek demek değil midir? Maliyet düşürülerek amaçlanan nedir?

3 – En önemlisi halihazırdaki iş bir çok kalemiyle proje ve teknik şartname ile örtüşmüyor. Mesela projede havuz var, futbol sahası var, tuvaletler vs. var ama teslim edilen işte yok, yolların genişliği projedeki ile aynı değil vs. bunları nasıl izah ediyorsunuz?

Sevgili belediye yönetimine naçizane tavsiyem, sahilde bilmem kaç bin kişiye aynı anda iftar verip rekor kıracaz gibi boş işlerle uğraşacağınıza hakkınızdaki dedikodulara cevap verin bence.

Öyle bunu okuduğunuz gibi de hemen mahkemeye koşup suç duyurusunda bulunmayın, panik yapmayın, soru soruyoruz, kendinizi götürüp getirmeyin, cevap verin.

Bunları sadece ben değil herkes söylüyor, hatta herkes arkanızdan sizin için hırsız diyor, halkın parasını çaldığınızı söylüyorlar.

Bende arkanızdan konuşmadan size herkese açık yerden soru soruyor, şayet temizseniz kendinizi ifade etme imkanı sunuyorum.

Bence bu fırsatı değerlendirin, çıkın yaptığınız işleri izah edin halka.

Sesinizi halka ulaştırma konusunda sorununuz yok, zira ‘gazeteci’ sürüsü var peşinizde, babanızın uşağı gibi sizi takip edip, tuvalete gitseniz haber yapan çok kişi var kuyruğunuzda, onlara açıklama yapın yayınlasınlar. O kadar besliyorsunuz bari işe yarasınlar.

Ama yaparken lütfen bana gönderdiğiniz tekzip gibi saçma sapan, alakasız şeyler yazıp kendinizi komik duruma düşürmeyin. Yapacağınız her açıklamadaki çelişkileri bulur haber yapar, teşhir ederim.

Derdinizi izah etmekte zorluk çekiyorsanız her türlü hukuki, teknik metinlerinizi gönderin –benim aleyhime de olsa- ben size redakte edip göndereyim, en azından okuyan eziyet çekmesin.

Kaç senedir yönetimdesiniz, beraber iş yaptığınız ama zıtlaşınca ters düştüklerinizin açtıkları sahte sosyal medya hesaplarını saymazsak hakkınızda eleştirel tek satır yazan olmadı.

Herkes size yalakalık yapacak diye bir kural yok.

Bu yazı hakkınızda yazdığım ilk yazı ama yaptığınız işlere bakınca son olmayacak gibi görünüyor.

Biraz gazeteciliğe alışın, amacım sizi yıkmak değil, eleştirerek yaptığınız hataları görmenizi ve kendinize çeki düzen vermenizi sağlamak.

Eleştiriye açık olun, panik yapmayın.

Panik hata yaptırır.

Hata yaparsanız, karşınızdakinin hata yapmasına sebep olursunuz.

Bu alana reklam verebilirsiniz!
468 x 60 Reklam Alanı